ÇÖL-OKYANUS-SAFARİ
12 EYLÜL-21 EYLÜL 2021
Windhoek, Namib Çölü, Sossusvlei, Dead Vlei, Sesriem Kanyonu, Swakopmund, Damaraland, Himba Kabilesi, Etosha Milli Parkı
Dünyanın en eski çölü olan Namib Çölü, Unesco tarafından dünya miras listesine alınmıştır.
Ekvatorun güneyinde yer alan Oğlak Dönencesi, dünya üzerindeki en önemli beş paralel dairesinden biridir.
Unesco dünya miras listesinde bulunan ve eski bir volkan bölgesi olan, binlerce yıl önce üzerine çizilmiş resimleri ile Bushmen Kayalıkları.
Namibya’nın en ilginç yerli kabilelerinden olan ve eski geleneklerini devam ettiren Himba Kabilesi.
11 Eylül Cumartesi akşamı saat 21:00’de İstanbul Havalimanı’nda buluşma. Gerekli işlemlerden sonra Etyopya Havayolları ile 12 Eylül Pazar’a ilk girdiğimiz dakikalarda, saat 00:10’da AddisAbaba’ya uçuş. Geceleme uçakta. Sabah 05:40’da AddisAbaba’ya varış kısa bir aktarma süresi sonrası Namibya’ya uçuş. Öğleden sonra başkent Windhoek şehrine varış. Havaalanında bizi karşılayan aracımızla otele transfer. Odalarımıza yerleştikten sonra bir süre dinleniyoruz. Akşam vakti başkentin sokaklarında bir tur atıp şehri tanıyoruz. Konaklama Hilton Windhoek’ta.
Kahvaltı sonrası özel aracımız ve yerel rehberimiz eşliğinde Namib Çölü’ne doğru yola çıkıyoruz. Kurak bölgelerden güneye doğru yaklaşık 5-6 saatlik yolculuk sonrası çöl kenarında bulunan Naukluft Milli Parkı kıyısında bulunan konaklama tesisine yerleşiyor ve öğle yemeğimizi yiyoruz. Bir süre dinlendikten sonra dünyanın en eski ve en büyük kumullarından birinin tepesine doğru yürüyüşe çıkıyor ve gün batımı manzarasını izliyoruz. Konaklama ve akşam yemeği Desert Camp / Cuiver Lodge’da.
Sabah erken kahvaltımızın ardından Unesco tarafından dünya mirası listesinde bulunan ve dünyanın en eski çölü olan Namib Çölü’nü keşfe çıkıyoruz. Sossusvlei'de dünyanın en yüksek kum tepelerini geziyoruz. Kum tepelerinin arasında sadece birkaç kurumuş ağaç olan kuru göl yatağını, Dead Vlei'yi geziyoruz. Bir sonraki durağımız ise Sesriem Kanyonu olacak. Öğleden sonra Namibya’nın batı sahillerinde Atlas Okyanusu kıyısında bulunan Swakopmund şehrine hareket ediyoruz. Yol üzerinde tam Oğlak Dönencesi üzerinde fotoğraf molası veriyoruz. Kıyıya ilk vardığımız yer olan Walvis Bay’da flamingoları fotoğraflıyoruz. Ardından kısa bir yolculuk sonrası Swakopmund’a varıyor ve otelimize yerleşiyoruz.
Sabah kahvaltısı sonrası Namibya’nın en önemli tatil beldesi olan Swakopmund’da özel teknemizle Atlas Okyanusu kıyısında tekne turuna çıkıyoruz. Benguela Soğuk Su Akıntısı’nın getirdiği çok çeşitli deniz canlıları, deniz aslanları, pelikan türleri ve diğer kuş türlerini göreceğiz. Görmenin de ötesinde teknemizi ziyaret edecek olan fokları ellerimizle besliyoruz. Şampanyalı deniz ürünlerinden oluşan öğle yemeğini program dahilinde teknemizde alıyoruz. Öğleden sonra tekrar şehre dönüyor ve 1910 yılında inşa edilen deniz fenerini, maden müzesini, tipik Alman evlerinden oluşan sömürge mahallesini gezdikten sonra yerel kabilelerin hediyelik eşya dükkanlarından alışveriş yapıyoruz. Konaklama Swakopmund’da.
Sabah kahvaltısının ardından rotamızı kuzeye çeviriyor ve Henties Koyu üzerinden Damaraland’a doğru yola çıkıyoruz. Damaraland bölgesinin iç kısımlarında kalan Tweyfelfontain bölgesindeki Unesco dünya mirası listesinde bulunan Bushmen Kayalıklarını ve binlerce yıl önce kayalara çizilmiş resimleri, eski volkan bölgesini ve org borusu şeklindeki ilginç kayalıkları geziyoruz. Geleneksel Namibya yaşamını ve kültürünü görebileceğimiz bir açıkhava müzesine gidiyoruz (Damaraland Living Museum). Burada yaşayan yerli halk danslarını ve onların yaşamlarını yakından görüyoruz. Konaklama ve akşam yemeği Damara Mopane Lodge’da.
Kahvaltımızdan sonra Meşhur Etosha Milli Parkı’na doğru yola çıkıyoruz. Yolumuz üzerinde Namibya’nın en ilginç yerli kabilelerinden olan, eski geleneklerini devam ettiren Himba Kabilesini ziyaret edip lokal rehberimizden Himbalar’ın yaşamı hakkında ilginç bilgileri öğreniyoruz. Bu arada bolca fotoğraf çekiyoruz. Kaokaland bölgesinde yaşayan bu ilginç kabileyi ziyaretimizden sonra Meşhur Etosha Milli Parkı’na safari bölgesine giriyoruz. Yolumuz üzerinde hayvanların su içmeye geldiği göletlerde vahşi yaşamı izleme fırsatı buluyoruz. Yine bir göletin yanında bulunan konaklama yerimize varıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama Halali Lodge’da. Yemekten sonra Safariye çıkmıyoruz ama safari bize geliyor. Çayımızı kahvemizi alıp gece sessizce otelimizin hemen yanındaki terasa çıkıyor ve önümüzdeki küçük gölete karanlıkta su içmeye gelen aslan, zebra, fil, gergedan gibi bilumum yaban hayatını kahvelerimizi içerek izliyoruz.
Sabah erken kahvaltı sonrası özel safari aracımızla bu kez milli parkın çeşitli yerlerinde bulunan yaban hayatını görmek için safariye çıkıyor ve bol bol fotoğraf çekiyoruz. Sonrasında otelimize dönüp öğle yemeği yiyoruz. Akşamüzeri yeniden safariye çıkıyoruz. Geceleme akşam yemeği ve konaklama Halali Lodge’da. Gece safarisinde bir kez daha otelimizin hemen yanındaki gölete gidiyoruz.
Sabah kahvaltısından sonra Outjo, Otjiwarango ve Okahandja üzerinden başkent Windhoek şehrine doğru yola çıkıyoruz. Yolumuz üzerinde ağaç oymalarının ve yerel el sanatları ürünlerinin sergilendiği ve satıldığı yerlere uğruyoruz. İkindi vakti başkent Windhoek’a varıyor ve otelimize yerleşiyoruz. Konaklama Hilton Windhoek’ta.
Sabah kahvaltısından sonra havalimanına transfer oluyoruz. Buradan saat 14:30 da Etyopya’nın başkenti AddisAbaba'ya uçuyoruz. Aynı gün akşam 21:20'de AddisAaba’da oluyoruz. 2 saatlik bir aktarma süresi sonrası saat 23.05’de İstanbul uçuşumuz başlıyor. Geceleme uçakta. Turumuz 21 Eylül Salı sabahı saat 04:35’de İstanbul Havalimanı’nda sona eriyor.
Tura katılan kişi sayısı :
Namibya, Afrika'nın güneybatısında bulunan, sıradışı coğrafyasıyla ünlü sömürge ülkelerinden biridir. Yüzölçümü 824.292 km² olarak Türkiye'den daha büyüktür.
"Rüzgarın Yeri" anlamına gelen Windhoek (Windhuk) ülkenin başkentidir. Atlantik Okyanusu sınırında olan ülkenin nüfusu 2500 bin. Wikipedia'dan...
Ülke adını topraklarının büyük bir bölümünü kaplayan "Namib Çölü"nden almış. Bağımsızlığını kazandığı dönemde, ülke içinde yaşayan birçok etnik grup arasında herhangi bir dışlanma ve ayrım olmaması için bu isme karar verilmiş. Ve aynı dönemde yine aynı gerekçelerle ülkenin resmi dili de İngilizce olarak kararlaştırılmış.
Yağmur genellikle Kasım ve Nisan aylarında yağarmış. Bu yüzden de sıcak ve kuru bir iklime sahip. Gezilecek, görülecek yerleri çok. Coğrafya kurak ve sıcak, bazı yerler de buna tezat olarak çok soğuk. Mesela, batı kesimindeki Swakopmund şehri aynı zamanda Namibya'nın ikinci büyük şehri.
Bizim turumuzun başlangıç noktası başkent Windhoek oldu. Uzun bir yolculuk sonrası (Etiyopya aktarmalı) kısa bir şehir turu tüm yorgunluğumuzu almıştı. Şehir zaten çok büyük değil, otelimizden kısa bir yürüyüş mesafesiyle Ulusal Müze, Parlamento Binası, Alman (Christuskirche) Kilisesi ve son iki gün, iki saat tavaf ettiğimiz, sanat eserlerinin sergilenip satıldığı Namibya Craft Centre'a kolaylıkla ulaşabildik.
8 günde 2.200 km yol yaptık. Başkentten batıya, sonra güneye indik. Daha sonra Atlas Okyanusu kıyısından kuzeye, iskelet sahillerini ziyaret edip kum tepelerine çıktık. Farklı kabileleri ziyaret edip kuzeye, Etosha Milli Parkı'na ve oradan da tekrar güneye, Windhoek'e döndük.
Bu seyahatte fotoğraflarda görülmesi imkansız olan bir şey daha vardı, o da seyahatin kendisiydi. Eski dostlarla kavuşmalar, yeni kurulan arkadaşlıklar, tur süresinde yapılan paylaşımlar, bol kahkalar, dağıtılan efkarlar, kumda yuvarlanmalar,her gün yeni bir yerde, yeni bir rotaya uyanmalar vs...
Ulusal parkları ve kabileleriyle çok renkli, sıra dışı bir ülke Namibya. Fotoğraflarla birlikte anlatmaya - yazmaya devam edeceğim ama daha fazlasını görmek için bu seyahatin mimarı www.patagonyatravel.com adresini ve/veya instagramdan patagonyatravel'ı takip etmenizi öneririm.Beni yine yeniden yeni yerlerle, yeni keşiflerle mest ettiği için patagonyatravel ailesine ve Mustafa Andıç'a çok teşekkür ederim. Özellike pandemi sonrası kararmaya başlamış ruhuma ışık olduğu için...
Ezcümle, tavsiye ederim.
Gülden Bozca'yı Facebook'da tanıdım. Gezgin gezgini buluyor her yerde. İlginç yerlere gider o da ben gibi.Bir gün, kiminle geziyorsun diye sorduğumda, Patagonya Tur'la, Mustafa ile dedi. Mustafa'nın adını TED İstanbul Koleji'nde çalışırken duymuştum. Coğrafya öğretmenleri ilginç coğrafyaları keşfetmek için tatilleri değerlendirirlerdi. Mustafa da o grubun içindeydi. O günlerden hedeflemiş, Patagonya Tur'un kurucusu olmuş. Güney Hindistan'a birlikte gittik. Öncesinde Patagonya Tur ile Etiyopya'yı gördüm. Çalışkan, sorumluluk sahibi, görevini çok iyi yapan bir insan Mustafa Andıç. Gruba hakim, coğrafyacı olduğu için iklimi, gidilen ülkelerin coğrafi konumunu biliyor. İyi bir rehber. Yenilikleri takip ediyor. Değişimi gözlemliyor. Eli elimizde, gözü üzerimizde.
1,5 yıl aradan sonra Namibya'yı, nüfusu ve teması az olduğu için, Eylül ve Ekim aylarını ise gidilmesi gereken aylar olduğu için seçti. Bu ülkeye talep çok, çünkü çöl, okyanus, safari ve kabileler cazip geliyor bazı insanlara. İlk grup Namibya'dan döndü sağlıkla. Paylaşımlar yapılıyor. Fotoğraflar muhteşem. Anılar da...
Gülden Bozca ve Mustafa Andıç bir dinlenme anını fotoğraflamışlar bu gezide. Tur da, turdaki lideriniz de çok önemlidir. Ben her turla yola çıkmam, her rehberle de. İyi ki varsın Mustafa Andıç. Gülden arkadaşıma da bilgilendirme için teşekkür ederim.
Namibya'yı gezmek için seçilecek mevsim çok önemliymiş. Güney Arika'nın yazı olan dönem, yani Aralık - Mart arası yağışların en bol olduğu dönem. Dolayısıyla güneyin ilkbaharı olan Eylül - Ekim gibi ayları tercih etmek gerekmiş.
Yorum 2